‘Vaow’ dedirten gençleri kazanır!
31 Mart’ta 1 milyon 32 bin 610 genç ilk kez oy kullanacak. Partiler, adaylar onları saflarına katmak için yarışa dursun, CORE Araştırma Enstitüsü’nün “Gençler ve Yerel Seçimler: Genç seçmenler neden rahatsız?” araştırması gençlerin siyasete mesafesinin derinliğini gösteriyor. Üstelik, siyasetçilere adeta ‘bildiğiniz her şeyi acilen bir tarafa bırakın’ diyor. Friedrich-Ebert-Stiftung (FES) Derneği Türkiye Temsilciliği’nin katkısı ile Ankara, İstanbul ve Diyarbakır’da gerçekleştirilen araştırma sonuçlarını özetleyerek, yerim ölçüsünde aktarmaya çalışacağım:
İlgisizler: Siyasetle aralarına mesafe koyuyorlar. “Siyasetle ilgiliyim ama politika ile değil” diyorlar.
Etkisiz hissediyorlar: Karar alıcılara etki edebileceklerine inançları azalmış.
Güvensizler: İlgisizlikte temel sorun siyasileri/partileri beğenmemeleri, güvenilmez bulmaları. Seçim kazanma odaklılık kirlenme olarak görülüyor. Siyasetçilerin önceliğinin kendi çıkarları olduğu düşünüyor, din istismarı, Atatürkçülük istismarı gibi fırsatçılıklardan sıkıldıklarını ifade ediyorlar.
Duruş bekliyorlar: Seçim kazanmak için her yolun denenmesi eleştiriliyor. Siyasete ilgisiz görünseler de olup bitene hakimler. Manipülasyonlar, normalde olmadığı gibi görünmeler tasvip edilmiyor.
Kapasiyete inançsızlık: Güvensizlikte ‘liyakat’ etkili faktör. Siyasetçilerin/partilerin kapasitesine de güvensizlik var. Hiçbir kesim partisinden ya da kendine yakın partilerden memnun değil. Siyasetin sorunları çözebileceğine inanmıyorlar. Muhalifler, muhalefetin beceriksiz olduğunu düşünüyor.
Lidere bakıyorlar: Partilerin önemi azalmış. Liderler öne çıkıyor. Önem sırası: 1) lider 2) parti 3) vaad
Norm olmuş: Siyasetle ilgili olmamak övünülecek karakter özelliği olmuş. İlgili olanlar kirlenmeye açık veya boş işlerle uğraşmaya yatkın görülüyor.
Gönülsüz katılım: Seçimleri ellerindeki yegane güç olarak görüyorlar. Bu kozu iyi kullanma arzusu da var. Fakat oy vermeye fazla anlam yüklenmiyor. Mecburen bir tarafı desteklemek onları zorluyor. Hep bir dayatma olduğundan şikayetçiler. İkna olarak oy kullanmak istiyorlar.
Beklentiler düşük: Yerel seçimler kısmi değişim imkanı olarak görülüyor. Siyasetten beklentisi tamamen sıfırlanmış kesim de var. Partizanlar, son mevzileri savunmak için önemli buluyor. Fakat onların dahi beklentisi yüksek değil. Bu seçime değer verilmemesi, yerel yönetimlere değer verilmemesiyle de ilgili.
Vaatler ciddiye alınmıyor: Vaatler bilinmiyor. Bu bilinçli bir takipsizlik. Vaatler seçimlerden sonra unutulacak şeyler olarak görülüyor.
Umutsuzlar: Sorunlarda tek suçlu olmadığını, bu yüzden bir adayın daha üstün olmadığını söylüyorlar. “Biz düzelmeyi göremeyeceğiz” diyorlar. Siyasetçilerin hepsinin birbirine benzediğini sıklıkla ifade ediyorlar.
İttifak siyaseti gençleri itiyor: İttifaklar kafa karıştırıcı bulunuyor. “Neyi seçtiğimizi bilemiyoruz” diyorlar.
Gençlerin siyasetçilere olan güvensizliğini besleyen 5 temel faktör var:
1) Ahlaki yozlaşma: Siyasetçilerin kendi çıkarlarını gözettiklerini düşünüyorlar.
2) Uyumsuzluk: Gerilim sevmiyorlar. Sürekli bağıran, çağıran diğer tarafa düşmanlık eden çıkışlardan rahatsız oluyorlar.
3) Duruşsuzluk: Kapsayıcı olmayı, kayırmacılık, taraftarlık yapmamak olarak görüyorlar. Sorunlar karşısında net duruş bekliyorlar.
4) Farksızlık: Siyasetçileri performanları, vaatleri ve tutumları açısından birbirine benzer buluyor. Siyaset bu yüzden onlarda heyecan uyandırmıyor.
5)Liyakatsızlık: Hiçbir siyasetçi onlara ‘vaow” dedirttirmiyor. Bilgileri, görgüleri zamana uzak bulunuyor.